Asrın inşasında tarihi gün! TOKİ Başkanı A Haber’de: Depremin 15. gününde ilk temelleri atarak bismillah dedik…
6 Şubat depremlerinin hemen ardından devletin tüm kurumlarıyla sahaya indiğini vurgulayan TOKİ Başkanı Mustafa Levent Sungur, sürecin hızına ve koordinasyonuna dikkat çekti. Sungur, A Haber’e yaptığı açıklamalarda, “Öncelikle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaraları sarma süreci depremin hemen ertesi gününden itibaren başladı. Sadece 15 gün sonra ilk temelleri atarak inşai faaliyetleri başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Sayın Bakanımızın koordinasyonunda; TOKİ, Emlak Konut ve Yapı İşleri Genel Müdürlüğümüzle birlikte gece gündüz çalıştık.” ifadelerini kullandı.
455 BİNİNCİ KONUTUN GURURU: BU BÜTÜN TÜRKİYE’NİN BAŞARISIDIR
Bugün Hatay’da gerçekleştirilecek törenin önemine değinen Sungur, ulaşılan rakamların dünya çapında bir rekor olduğunu belirtti ve “Bugün inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle 455 bininci konutu hak sahiplerine teslim ederek büyük bir hedefi gerçekleştirmiş olacağız. Bu sadece kurumların değil, tüm ülkemizin, tüm Türkiye’nin bir başarısıdır. Bu binalar en güzel şekilde inşa edilerek vatandaşlarımızın acılarını unutturmasa da hayata yeniden tutunmalarını sağlayacak.” dedi.
(foto:ahaber.com.tr)
ŞEHİRLERİN KALBİ YENİDEN İNŞA EDİLDİ: 60/40 STRATEJİSİ
Hatay’ın ve diğer deprem illerinin hem hafızasını korumak hem de güvenli alanlar oluşturmak için stratejik bir plan izlendiğini belirten TOKİ Başkanı, “Konutlarımızı yaparken şehir merkezleriyle birlikte çeper alanları da kullandık. Konutların yaklaşık %60’ını şehir dışındaki güvenli çeper alanlarda, %40’ını ise şehrin dinamiklerini ve hafızasını yaşatabilmek için merkezlerde inşa ettik. Şehir merkezlerinde Hatay’ın kalbi dediğimiz 75. Yıl Bulvarı gibi yıkılan tüm dinamikleri barındıran alanları ayağa kaldırırken tüm paydaş kurumlarımızla (Tarım, Kültür bakanlıkları, DSİ, Karayolları) birlikte hareket ettik.” ifadeleri ile yer seçimindeki hassasiyeti özetledi.
(foto:ahaber.com.tr)
GÜVENLİĞİN ŞİFRESİ: FORE KAZIK VE JET GROUT SİSTEMİ
TOKİ konutlarının depremde neden yıkılmadığının sırrını teknik detaylarla açıklayan Mustafa Levent Sungur, “Binalarımızın sağlamlığı yer seçimiyle başlar. Gerekli jeolojik ve jeofizik etütler yapıldıktan sonra zemin neyi gerektiriyorsa onu uyguladık. Örneğin Hatay merkezde, Asi Nehri’nin hemen yanındaki alanlarda blokların tamamında fore kazıklar, zemin iyileştirmeleri ve jet grout sistemleri kullanıldı. Dünyanın incelemeye geldiği bu tekniklerle en güvenli binaları yaptık.” diyerek zemini nasıl iyileştirdiklerini anlattı.
(foto:ahaber.com.tr)
TOKİ’NİN SIFIR HASAR KAYDI: 80 BİN KONUTTAN BİRİ BİLE YIKILMADI
Geçmişteki TOKİ tecrübesinin deprem anındaki başarısını hatırlatan Sungur, geleceğe dair güven mesajı verdi, “Deprem öncesinde bu bölgede yaptığımız 80 bin konut vardı. Bunların hiçbiri hasar görmeden bu felaketi atlattı. Şimdi de aynı teknikleri, aynı disiplini ve daha gelişmiş iyileştirme yöntemlerini kullanarak vatandaşlarımızı güvenle huzur içinde yaşayacakları modern konutlarına kavuşturuyoruz.” ifadeleri ile açıklamalarına son verdi.
Strateji ve Bütçe Başkanlığında 5 Kritik Göreve Atama Yapıldı


Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan 26 Aralık 2025 tarihli atama kararlarıyla, Strateji ve Bütçe Başkanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurumunda üst düzey görev değişiklikleri yapıldı.
Kararlara göre Strateji ve Bütçe Başkanlığında beş genel müdür yardımcılığı ile I. Hukuk Müşavirliği görevlerine yeni isimler atandı. Yapılan atamalar, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında gerçekleştirildi.
Strateji ve Bütçe Başkanlığındaki Atamalar
-
Plan ve Programlar Genel Müdür Yardımcılığına Serdar Altay
-
Sektörler ve Kamu Yatırımları Genel Müdür Yardımcılığına Mehmet Cem Fendoğlu
-
Devlet Yardımları Genel Müdür Yardımcılığına Volkan Öz
-
Ekonomik Modelleme ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdür Yardımcılığına Önder Demirezen
-
I. Hukuk Müşavirliğine Zuhal Ediş
Meteoroloji ve Bakanlıklarda Görev Değişikliği
Atama kararları kapsamında Meteoroloji Genel Müdürlüğü bünyesinde görev değişiklikleri de yapıldı.
4. ve 15. Bölge müdürleri görevden alınırken, bu görevlere yeni isimler atandı.
Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde milli emlak ve yüksek fen kurulu kadrolarında atamalar gerçekleştirilirken, bir müfettiş başmüfettişliğe getirildi.
Dış Temsilciliklerde Yeni Görevlendirmeler
Kararlarla birlikte Türkiye’nin Lüksemburg, Karadağ ve Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği nezdindeki diplomatik görevlerinde de değişiklikler yapıldı. Sağlık Bakanlığında ise Hukuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcılığı görevine yeni bir isim atandı.
Tüm atama kararları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yürürlüğe girdi.
Terör devleti İsrail Türkiye’nin barış masasını hedef aldı! Jeopolitik sabotajın şifreleri A Haber’de
Terör devleti İsrail Türkiye’nin barış masasını hedef aldı! Jeopolitik sabotajın şifreleri A Haber’de
Serhat Bülkiahaber.com.tr – Özel Haber
27.12.2025
18:04
Güncelleme:27.12.2025
18:23

Orta Doğu’yu kana bulayan İsrail, Afrika’nın doğusunda dengeleri sarsacak bir adım atarak, 34 yıl önce tek taraflı bağımsızlık ilan eden Somaliland’ı resmen tanıyan ilk ülke oldu. Karara Ankara’dan tepki gecikmedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, bu girişimin “Netanyahu hükümetinin bölgesel ve küresel ölçekte istikrarsızlık yaratmayı hedefleyen hukuk dışı eylemlerinin yeni bir örneği” olduğunu vurguladı. Peki İsrail bu hamleyle neyi amaçlıyor? Tel Aviv yönetiminin diplomatik sabotaj olarak nitelendirilen bu adımının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali değerlendirdi.
İsrail, Afrika’nın doğusunda dengeleri sarsacak yeni bir adım atarak, 34 yıl önce tek taraflı bağımsızlık ilan eden Somaliland’ı resmen tanıyan ilk ülke oldu. Tel Aviv yönetiminin bu kararı, bölgesel istikrarsızlığı derinleştirecek bir diplomatik sabotaj olarak değerlendiriliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Somaliland’in sözde Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullah ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi sırasında tanıma belgesini imzaladığı belirtildi. İmzanın ardından Netanyahu’nun, Abdullah’ı resmi ziyaret için Kudüs’e davet etmesi ve sürecin “İbrahim Anlaşmaları” çerçevesinde okunması dikkat çekti.
Bu adım, uluslararası hukuk açısından ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi. Zira Somaliland, 1991 yılında Somali’den tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etmiş olsa da bugüne kadar hiçbir ülke tarafından resmen tanınmamıştı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, İsrail’in Somaliland’ın bağımsızlığını tanıdığı iddiasına ilişkin açıklama yaptı
TÜRKİYE’DEN SERT TEPKİ
İsrail’in kararına Ankara’dan tepki gecikmedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, söz konusu tanıma girişiminin “Netanyahu hükümetinin bölgesel ve küresel düzeyde istikrarsızlık yaratmayı hedefleyen hukuk dışı eylemlerinin yeni bir örneği” olduğunu vurguladı. Keçeli, Türkiye’nin Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan güçlü desteğinin altını çizdi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yaptığı açıklamada, İsrail’in bu kararının “uluslararası hukukun açık bir ihlali” niteliği taşıdığını ifade etti. Karar, bölge ülkeleri Mısır ve Cibuti tarafından da sert şekilde kınandı.
İsrail’in Somaliland hamlesi, Etiyopya’nın 1 Ocak 2024’te Somaliland ile imzaladığı mutabakat zaptının ardından bölgede artan gerilimi yeniden gündeme taşıdı. Etiyopya’nın denize çıkış arayışıyla attığı bu adım, Afrika Boynuzu’nu krizin eşiğine getirmiş, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde Ankara’da yürütülen diplomatik girişimlerle tansiyon düşürülmüştü.
JEOPOLİTİK SABOTAJIN ŞİFRELERİ A HABER’DE
Peki İsrail neden Somaliland’i tanıdı? Bu kararla neyi hedefliyor? Yıllar sonra neden böyle bir adım atıldı, neden şimdi? Bölgede ne oluyor? İsrail’in diplomatik sabotajının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali anlattı.
Orhan Sali’nin açıklamalarından öne çıkan satır başlıkları şu şekilde:
“Ne oluyor aslında? Tüm bu gelişmeleri “tesadüf” ya da “gelişigüzel adımlar” olarak nitelemek mümkün değil. Uluslararası ilişkiler ve jeopolitik açıdan son derece dikkatli analiz edilmesi gereken bir tabloyla karşı karşıyayız. İsrail ne yapmaya çalışıyor?
İsrail’in diplomatik sabotajının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali anlattı (Ekran görüntüsü)
İSRAİL NEDEN SOMALİLAND’İ TANIDI?
Son iki yıl içinde yalnızca Orta Doğu’yu değil, neredeyse tüm bölgeyi ve dünyayı terörize eden bir devletten söz ediyoruz. Askerî olarak hedef aldığı ya da vurduğu ülke sayısı bugün itibarıyla 11’e ulaşmış durumda. Peki ne oldu da İsrail, Somaliland’i tanıma kararı aldı? Somali’de ne yaşanıyor? Bu soruların yanıtlarını birlikte ele almak gerekiyor.
Öncelikle Somaliland son derece kritik bir coğrafi konuma sahip. Yemen ile Somaliland, Kızıldeniz’e geçiş hattının tam kilit noktasında yer alıyor. Cibuti ile birlikte bu bölge, Kızıldeniz’in girişini fiilen kontrol ediyor. Diğer tarafta ise Süveyş Kanalı üzerinden Mısır hattında İsrail’in dolaylı bir denetim alanı bulunuyor. Peki İsrail’i bir anda Somaliland’e yönelten ne oldu? Tüm dikkatini buraya çevirmesinin nedeni bu stratejik geçiş hattı.
İsrail’in diplomatik sabotajının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali anlattı (Ekran görüntüsü)
“İSRAİL BU ZAMANA KADAR KİMSENİN TANIMADIĞI ÜLKEYİ TANIDI”
Son bir-iki yıldır Yemen üzerinden İsrail’e yönelik füze saldırıları ve insansız hava aracı tehditleri yaşanıyor. İsrail tam da bu noktada, kendisine yeni bir alan hâkimiyeti kurma arayışında. Bu nedenle 1991’de Somali’den tek taraflı olarak ayrıldığını ilan eden, ancak bugüne kadar hiçbir devlet tarafından tanınmayan Somaliland’i devlet olarak tanıdı.
Bu son derece tehlikeli bir adım. Sadece Türkiye değil; Afrika Birliği, Somali’nin çevresindeki ülkeler, Somali’nin kendisi, Sudan, Mısır ve hatta Somali ile sorunlar yaşayan Etiyopya dahi bu karara karşı çıktı. İsrail’in bir anda tüm gündemini bir kenara bırakıp Somaliland’e yönelmesi tesadüf değil. Herkesin sorduğu soru şu: Perde arkasında ne var?
Bu noktada birkaç başlık öne çıkıyor. Türkiye uzun süredir Somali ile Etiyopya arasında bir barış ve ateşkes zemini oluşturmuş durumda. Tarafları bir araya getirerek bölgesel istikrar için önemli bir diplomatik rol üstleniyor. Somali’de güçlü bir Türk varlığı söz konusu. Sudan ile Türkiye arasındaki ilişkiler de oldukça güçlü. Kısacası Türkiye, Afrika Boynuzu’nda bir barış masası kurmaya çalışıyor. İsrail ise tam da bu masayı devirmeye çalışan aktör konumunda.
İsrail’in diplomatik sabotajının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali anlattı (Ekran görüntüsü)
İSRAİL’İN SOMALİLAND’E YÖNELİK UZUN VADELİ PLANI NE?
Peki İsrail’in Somaliland’e yönelik uzun vadeli planı ne olabilir? Somaliland, Kızıldeniz’e açılan bir kapı. Uzun süredir İsrail ve ABD ekseninde konuşulan bir diğer konu ise Gazze nüfusunun zorla başka bölgelere taşınması senaryosu. Önce Mısır ve Sina Çölü gündeme geldi, ancak Mısır ve diğer Arap ülkeleri buna açıkça karşı çıktı. Bu noktada “İsrail’in aklında Somaliland mi var?” sorusu da ister istemez gündeme geliyor. Hem Yemen Körfezi’ni hem Kızıldeniz geçişini kontrol eden bir alan, aynı zamanda böyle bir plan için de stratejik görülebilir.
Öte yandan İsrail’in son bir yıl içinde ABD ile ilişkilerinde daha başına buyruk bir çizgiye yöneldiği görülüyor. Trump’ın 20 Ocak 2025’te göreve başlamasından bu yana Netanyahu ile Beyaz Saray arasında zaman zaman gerilim yaşandığı biliniyor. Netanyahu’nun Yahudi lobisi ve ABD içindeki bazı yapılar üzerinden Trump’a baskı kurmaya çalıştığı konuşuluyor. Önümüzdeki günlerde Netanyahu’nun ABD’ye yapacağı ziyaret ve Trump’la gerçekleştireceği görüşme bu açıdan kritik. Netanyahu’nun çatışma alanlarını genişletme isteği ve özellikle Suriye’ye yönelik daha derin hamleler planladığı biliniyor.
İsrail’in diplomatik sabotajının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali anlattı (Ekran görüntüsü)
“İSRAİL BÖLGEYİ ADIM ADIM KARIŞTIRIYOR”
Haritaya bütüncül bakıldığında tablo daha net ortaya çıkıyor. Sudan’da aylardır süren iç savaş, yüz binlerce insanın yerinden edilmesi ve on binlerce can kaybı… Libya’da üst düzey askerleri taşıyan uçağın düşmesi ve ardından gelen soru işaretleri… Katar’a yönelik hava saldırısı… Suriye’ye neredeyse her hafta düzenlenen İsrail hava operasyonları ve Golan üzerinden Şam’a kadar uzanan baskı hattı… Kıbrıs’ta, özellikle KKTC ve Rum kesiminde Türkiye’ye karşı askerî ve stratejik bir varlık oluşturma çabaları…
Tüm bunları yan yana koyduğumuzda, yaşananların tesadüf olarak açıklanması imkânsız. İsrail, bölgede yeni bir oyun kurma peşinde. Bunun temel nedeni ise güçlenen bir Türkiye gerçeği. Türkiye’nin Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Afrika’dan Güney Asya’ya uzanan genişleyen diplomatik ve siyasi etkisi bu sürecin merkezinde yer alıyor. İsrail bu yükselişi engellemeye çalışsa da başarılı olması zor görünüyor. Türkiye ise kararlı adımlarını sürdürmeye devam edecek.
Diplomatik açıdan bakıldığında, İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı yok hükmündedir. Birleşmiş Milletler tanımıyor, Afrika Birliği tanımıyor, bölge ülkeleri tanımıyor. 1991’den bu yana tek taraflı özerklik ilan etmiş, uluslararası karşılığı olmayan bir yapıdan söz ediyoruz. Buradaki asıl amaç suyu bulandırmak ve bölgesel istikrarı bozmak.
İsrail’in diplomatik sabotajının perde arkasını A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali anlattı (Ekran görüntüsü)
SAVAŞ GEMİLERİ KIZILDENİZ’E Mİ İNİYOR?
İsrail, Yemen’i kendisi için ciddi bir tehdit olarak görüyor. Bu tehdidi bertaraf etmek amacıyla önümüzdeki dönemde Somaliland yönetimiyle askerî ve stratejik anlaşmalar yapma ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryoda İsrail savaş gemilerinin Yemen’in hemen karşısındaki Somaliland kıyılarında görülmesi şaşırtıcı olmaz. Ancak bölge ülkelerinin buna izin vermesi zor.
Netanyahu ise giderek köşeye sıkışmış durumda. Gazze’de ikinci aşamaya geçilememesi, Hamas’ın üzerine düşen yükümlülükleri büyük ölçüde yerine getirmesi ve sahadaki çıkmaz Netanyahu’yu yeni cepheler aramaya itiyor. Odağı Gazze’den Suriye ya da Lübnan’a kaydırma çabası bu yüzden.
İsrail’in hedefi, Suriye’de de Lübnan’dakine benzer; devlet benzeri ama ordusuz, kaotik bir yapı oluşturmak. Bu amaçla Dürziler ve SDG/PYD gibi aparatlar kullanılıyor. SDG’nin son dönemde İsrail desteğiyle daha da cesaretlendiği ve Mart mutabakatına uyup uymayacağının belirsiz olduğu görülüyor.
Sonuç olarak bu adım, İbrahim Anlaşmaları ile başlayan ve Arap dünyasını pasifleştirmeyi hedefleyen stratejinin bir devamı niteliğinde. Ancak İsrail adım adım ilerlemeye çalışsa da Türkiye; diplomatik gücü, savunma sanayii kapasitesi ve bölgesel müttefikleriyle her hamleye çok yönlü karşılık verebilecek güçtedir.”
Türkiye’den İsrail’in Somaliland iddiasına yanıtTÜRKİYE’DEN İSRAİL’İN SOMALİLAND İDDİASINA YANIT
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
- ABONE OL



Memur ve Emekli Zammı İçin Kritik Tarih: 5 Ocak’ta Oranlar Netleşiyor


Asgari ücret artışının açıklanmasının ardından gözler bu kez memur ve emekli maaşlarına yapılacak zamma çevrildi. 2026 yılının ilk yarısında geçerli olacak maaş artışları, 5 Ocak’ta açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile birlikte netleşecek.
Zam oranları, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 6 aylık enflasyon verileri ve toplu sözleşme hükümlerine göre belirlenecek.
5 Aylık Zam Şimdiden Netleşti
Kasım ayı enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte, yılın ikinci yarısına ait 5 aylık TÜFE verileri kesinleşti. Buna göre:
-
SSK ve Bağ-Kur emeklileri için zam oranı şu an itibarıyla %11,20
-
Memur ve memur emeklileri için ise %17,55 seviyesinde oluştu
Bu oranlara aralık ayı enflasyonu eklendiğinde nihai zam oranları belli olacak.
Uzmanlardan Enflasyon Senaryosu
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarkan Zengin, zam oranlarının aralık enflasyonuna bağlı olarak değişebileceğini belirtti.
Zengin’e göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tahminleri dikkate alındığında;
-
Yıl sonu enflasyonu %31 olursa
-
SSK ve Bağ-Kur emeklileri: %12,28
-
Memur ve memur emeklileri: %18,70
-
-
Yıl sonu enflasyonu %33 olursa
-
SSK ve Bağ-Kur emeklileri: %14,00
-
Memur ve memur emeklileri: %20,51
-
oranında zam alabilecek.
Taban Aylık Artışı da Masada
Öte yandan memur ve memur emeklileri için 1.000 TL taban aylık artışı da zam hesaplamalarına dahil edilecek. Bu artış, özellikle düşük maaşlı kesimde hissedilir bir yükseliş sağlayacak.
Tüm bu veriler ışığında, 5 Ocak 2026 tarihi memur ve emekliler için kritik eşik olacak.
Dışişleri Bakanı Fidan Katar’da! Suriyeli mevkidaşı Şeybani ile görüştü
Dışişleri Bakanı Fidan Katar’da! Suriyeli mevkidaşı Şeybani ile görüştü
ahaber.com.tr Haber Merkezi
DHA
07.12.2025
15:03
Güncelleme:07.12.2025
15:53

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’da 23’üncü Doha Forumu kapsamında temaslarını sürdürüyor. Bakan Fidan, Suriyeli mevkidaşı Şeybani ile Doha’da bir araya geldi. Bakan Fidan, “8 Aralık Hürriyet Günü” vesilesiyle Suriye halkını ve mevkidaşını kutlayarak, Türkiye’nin Suriye’de istikrar, güvenlik ve refahın tesisi yönündeki çabalara destek vermeyi sürdüreceğini belirtti. Ayrıca Bakan Fidan Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile de görüştü.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 23’üncü Katar’ın başkenti Doha Forumu kapsamında temaslarını sürdürüyor.
ŞEYBANİ İLE BİR ARAYA GELDİ
Bakan Fidan, Suriyeli mevkidaşı Şeybani ile Doha’da bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Bakan Fidan’ın görüşmede, 8 Aralık Hürriyet Günü vesilesiyle Suriye halkını ve mevkidaşını kutladığını bildirdi.
Fidan, Türkiye’nin Suriye’de istikrar, güvenlik ve refahın tesisi yönündeki çabalara destek vermeyi sürdüreceğini belirtti. Görüşmede, ikili konular ve bölgesel meseleler değerlendirildi. 10 Mart mutabakatıyla ilgili son durum ele alındı.
Fotoğraf-İHA
IRAKLI MEVKİDAŞI İLE GÖRÜŞTÜ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen 23’üncü Doha Forumu kapsamında, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile bir araya geldi.
Fotoğraf-İHA
Bakan Fidan, 23. Doha Forumu’na katılmak üzere geldiği başkent Doha’da Lübnan Başbakanı Nawaf Salam ile görüştü.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
- ABONE OL














