Devlet terörsüz Türkiye sürecinde üzerine düşeni yaparken terör örgütü PKK’dan gelen son açıklamalar ise süreci sabote etmeye yönelik. Son dönemde Kandil’den örneğin Bese Hozat’tan gelen açıklamalar sürece katkı sağlamanın aksine zarar verici yönde. PKK’nın içinde kandan beslenmeye devam etmek isteyenler mi var? Ve bu kesimler İsrail’den mi cesaret alıyor? Gazeteciler Güngör Yavuzaslan ve Zeki Gümüş, CNN TÜRK yayınında değerlendirdi.
Gazeteci Güngör Yavuzaslan şu ifadeleri kullandı;
Burada Meclis Başkanımızın açıklamasıyla başlayalım. Bin düşünüp bir söyleme zamanı. Özellikle Kandil’deki bazı aktör aktörlerin sürecin ruhuna uygun terörsüz Türkiye stratejisinin gerçekliğine aykırı şekilde söylemler geliştirdiğini gördük. Herkesin üzerinde söylem ve eylemlerini akılcı bir şekilde söylemesi gerekir. Terörsüz Türkiye’yi bütün Türkiye kamuoyunun bütün bileşenleri ile kabul etti. Herkesin desteği çok yüksek.
Bu sırada Kandil’deki bazı unsurlar, bağımsızlar adeta eski alışkanlıkları diyelim. İşte terörün eski kanlı günleri günlerinde oldukları pozisyonunu korumaya çalışıyorlar. Ama hem örgütün genelin içinde bulunduğu silahların yakılması, İmralı’dan gelen açıklama açıklamalara baktı baktığımızda örgütün sürecinin ve silah bırakma sürecinin ilerlediğini görüyoruz.
O zaman üçüncü taraflara bakmamız lazım. Acaba örgütü İsrail başta olmak üzere istihbarat örgütleri etkilemeye mi çalışıyor? Etkilemiyor. Bundan bir sonuç elde edilemez. Çünkü örgütün kurucusu olan ve iradesini elinde tutan İmralı’daki aktör örgütün beyin ölümünün gerçekleştiğini ilan etti.

PKK’nın beyin ölümünün gerçekleştiğini ilan etti ve silahların bırakılıp örgütün feshedilmesi talimatını verdi. KCK yapılanması içinde bağlayıcı olan iki kongre, bu kongrenin kararlarını uygulamak zorunda. Ama sanki başka etkenler ortaya çıktı gibi ve üzerlerindeki beklentilerin tam üçüncü taraflar elbette ki burada bölgesel bir tehdit olan İsrail ve istihbarat örgütlerine bakmak lazım.
Bu çatlak sesler Tel Aviv’den gelen çatlak seslerle örtüşüyorlar. Onun için Sayın Devlet Bahçeli’nin Türk Gün gazetesine verdiği açıklama. Sayın Cumhurbaşkanı en son kabine toplantısı ve çarşamba günü grup toplantısı yaptığı açıklamalar hakkında Bu bir strateji şeklinde yürütüldüğünü söyle. 2026’da bu iş bitecek net bir şekilde. Bu strateji uygulanıyor. Burada deme DEM’deki siyasi aktörlere ciddi anlamda sorumluluklar sürüklüyor. DEM, Türkiye partisi olacak mı?
Genelde böyle bir pozisyonları var. Yoksa hala Kandil’deki bazı unsurların kuyruğunda kalmaya devam edecek. Artık eskisi Türkiye eskiye dönemez. Yani terörsüz Türkiye’nin ilan edildiği sürecin öncesine dönecek bir gerçeklik yok. Başta bölge halkı, bütün Orta Doğu’daki halklar terörist ülke ve terörist bölgeyi satın aldı. Tabii zorlu bir süreç. Bunu da belirteyim. Buna başka etkenler, bunu sabote etmek isteyenler, bunun rayından çıkmasına çalışanlar olacak, olacak.
O açıdan bunlara karşı duruş çok önemli. Komisyon üyelerine bakın Meclis Başkanımızın açıklamasında komisyon üyelerinin büyük görevi düşüyor. En kritik eşikteyiz. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda gündeme gelecek artık aralı- ocak aylarında.
Gazeteci Zeki Gümüş şu ifadeleri kullandı;
Aslına bakarsanız bizim çoğumuzun yapmış olduğu yanlış şu: PKK’yı yekpare bir terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Bunun içerisinde de çok fazla taraflar var. Çok fazla ayrılıkçı gruplar var.
Onların isimleri de var da şimdi burada yayında söylemek istemiyorum. Sonuç itibariyle PKK’nın yekpare bir terör örgütü olduğunu söyleyemeyiz. Bundan kaynaklı olarak da tabii ki bunların içerisinde başka yerlerin güdümlerinde olan mesela biraz önce Güngör Bey’in söylediği gibi İsrail’in güdümünde olan bazı gruplar var. Veyahut da işte marjinal gruplar var. Bu grupların içerisinde Avrupa ile bağlantılı olan bazı gruplar var.
Bunları istemiyorlar. Gerçi Hozat tabii ki 11 Temmuz’da silah yakma eyleminde bulunmuştu. O da silah yakarak bu işi bıraktığını söylemişti ama demek ki fikirleri ve görüşleri değişiyor. Değişmiş demek ki. Şu anda bazı yıkıcı açıklamalar yapıyor. Fakat şöyle bir durum var. Bu aslına bakarsanız bir lobi yani Türkiye içerisinde de aslında bunları destekleyen birtakım gruplar var.
Yani buradaki işte kandan beslenen, buradaki terörden beslenen, hala daha kökü dışarıda olan ve kökü dışarıda olan bazı yerlerle bağlantılı olan gruplar var ve bunlar da bu anlamda destek yapıyorlar veya şu şekilde destek yapıyorlar. İşte ya PKK’ya olan çıkarılacak özel bir af çıkarılsın, özel bir şey yapılsın gibi çok böyle cüretkar birtakım şeyler yani ki bunu açıklama yapılmış biliyorsunuz. Yani burada masa yok, pazarlık yok, herhangi bir şey yok.

Yani Türkiye devleti bu konuda bir irade koydu. Ama gördüğümüz kadarıyla şimdi buradaki birçok kişi burada PKK terör örgütünü tamamen kapsayan bir kişi var. Bu da terörist başı İmralı’daki adam. Bu adam sonuçta 27 Şubat’ta bir açıklama yaptı. Dedi ki silahları bırakın. Sonra ne oldu? İşte mayısta biliyorsunuz kongrede toplandı. Ondan sonra da 11 Temmuz’da silahlar yakıldı.
Bu, hala daha etkili ve bu Öcalan’ın üzerinde, Öcalan’ın bu anlamda terör örgütü üzerinde bir etkisi devam ediyor ve bu konuda kararlı olduğunu da zaten komisyon gittiği zamanki görüşmelerinden de bunu anlayabiliyoruz.
Şimdi Türkiye bu anlamda hem Sayın Cumhurbaşkanı, hem Devlet Bahçeli, hem de işte Terörsüz Türkiye Komisyonu, Meclis Başkanı hepsi öyle açıklamalar yapıyorlar ki bu meselenin artık kararlı bir şekilde sona erdireceği ile ilgili açıklamalar yapıyorlar. Bu açıklamaların aslına bakarsanız artık bu meselenin sonuna doğru yaklaştığımızı görmemiz gerekiyor.
Buradaki bu işi bozmaya çalışanlar, silahtan beslenenler, bunun hala daha devam etmesini isteyen birtakım gruplar olabilir. Ama bunlar sonuç itibariyle marjinal kalacaklardır. Yani bunlar yine de tabii devam edecektir. Bu açıklamalar devam edecektir. Veya bu işi sulandırmaya çalışanlar da olacaktır. Ama sonuç itibariyle bu kararlılıkla Türkiye devam ederse bu anlamda da Türkiye’nin önünün açık olduğunu görebiliriz.
Yani terörsüz Türkiye veya terörsüz bölgeden kim ne kadar çok faydalanıyor veya kim ne kadar çok istemiyor. Bunu devlet olarak da düşünebiliriz. Odak noktası olarak düşünebilirsiniz. Terör örgütü olarak düşünebilirsiniz. Bunları bir düşünmek gerekiyor. Sonuç itibariyle Türkiye kararlılıkla devam ediyor.